Thursday, June 16, 2011

Seytanin sucu ne?

Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.
Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan, ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.
Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.
Buzağı, bu az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış, debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasını devirmiş, Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın, eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış, ölmüş.
Yavrusuna saldırılan inek, kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.
Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş, öldürmüş.
Silah sesini duyan koca, karısını yerde cansız yatar babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş.
Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam, bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş, ölmüş.

Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan "BU FELAKETİ DE BANA YÜKLERLER; BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEKTEN BAŞKA BEN NE YAPTIM ŞİMDİ" demiş.


Şeytan YAŞIYOR...

İPİ BİRAN BİLE GEVŞETMEMEK LAZIM..


Hosuma gitti bu hikaye... Alinacak ders cok aslinda... Sinirine hakim olmak... Seytanin basit oyunlarina kanmamayi ogrenmek... Isin aslini ogrenmeden aceleci davranmamak.... Su an aklima gelenler... Sizde cikardiginiz dersleri benimle paylasir misiniz? sevgilerimle...

Wednesday, June 15, 2011

Kiymali bezelyeli suriye pilavi

Yeni tasinbdigim evimde karsi komsum suriyeli 22 yasinda iki cocuk annesi tatli bir bayan. Iyi arkadas olduk onunla, arada ben ona kahveye gidiyorum, bazen de o bana geliyor, ingilizce bilmedigi icin, basini gozunu yara yara arapca konusuyoruz, bazen cok komik diyaloglar oluyor aramizda, bu guzel pilavda onun bana ikramiydi, hem lezzet, hem goruntu paylasmaya deger. Ben daha once hic kiyma ile pilav pisirmedigim icin, sizlere de fikir olsun diye paylasiyorum, uzerine bol karabiber serpilmis, sicacik pilav, yaninda da bir kase ev yapimi yogurt :)


Yapimi ise klasik bizdeki gibi kiymayi soganla kavurup, bezelyeyi ilave ediyoruz, biraz daha kavurup, islattigimiz pirinci ekliyoruz, kaynar su ve tuz ilavesi ile pisiriyoruz, afiyet olsun. Thank you Rula!

Semizotlu yumurta

Bu aralar hafta sonu kahvaltilarimizda yapmayi tercih ettigim bir lezzeti paylasiyorum sizlerle. Benim gibi semizotu sevenlerdenseniz tavsiye ederim. Hasfta ici semizotu yapraklariyla yogurtlu salata yapiyorum, haftya sonu da ayirdigim saplarini dograyip, soganla kavurup, bir domates ilave edip, yumusayinca yumurtalari kirip kapagini kapatiyorum, bes dakika sonra semizotlu omletiniz afiyetle yemek icin hazir! Hem saglikli, hem diyet, hem de saplari degerlendirdigim icin israf onleyici bir yemek oluyor, afiyet olsun!

Kizim buyuyor...

Guzel kizim buyuyor... Iki hafta once ilk mezuniyet kutlamasina katildim, hem huzun, hem sevinc bir arada oldugu bir gundu benim icin... Sahnede hem gozume daha o kadar kucuk geldi ki, hemde ne kadar hizli buyuduklerini farkettim bir kez daha... Kardesiyle aralarinda bir bucuk yas farki oldugu icin kucuk yasta abla olan tatli kizim benim, sen de kardesinde hayatimizin nese kaynagi oldunuz, Rabbimin bize verdigi en guzel hediyedensiniz. Insallah ilk mezuniyetindeki sevinc ve mutlulugumuzun kat kat fazlasini bu dunya okulunun mezuniyetinde de yasamayi Rabbim nasip etsin. Sizleri cok seviyorum...

Thursday, June 09, 2011

KABE, MUCIZE, MENSEF....

Yaklasik iki hafta once dondugumuz umre ziyaretinden manzalarla tekrar buradayim, Tadina doyum olmayan bir sekiz gunden sonra bir sure kalbimiz Kabede beytullahi seyderederek atmaya devam etti. Turkiyeden sevdiklerimle, ailemle o mubarek beldelerde bulusmak cok buyuk bir nimetti benim icin, Rabbim tekrarini nasip etsin insallah. Sizlerden isteyen arkadaslara da en kisa zamanda nasip olmasini temenni ederim, zira sik sik ve ozellikle gencken yapilmasi gereken muhtesem bir ibadet...




Bu gordugunuz resimde kucucuk bir semizotu yapragi.. Ustundeki nedir bilmiyorum ama muhtemelen bir bocegin yumurtalari, ama o kadar dikkatimi cektiler ki, resmini cekip paylasmak istedim, bir bocegin yumurtalarini bile bir duzende bir sekilde birakmasi nasil da buyuk bir yaratilis mucizesi aslinda. Inanmayan tas olsun diyorlar ya, gercekten oyle, Su minnacik yumurtalarda bile bir duzen bir estetik, bir guzellik var, Rabbim tefekkur eden, hakkiyla inananlardan eylesin bizleri duasiyla...

Son resimde buranin meshur mensefi... Urdun denince akla gelen ilk yemek... MENSEF. Bu yemek icin burada zatilan cemid denilen tas gibi sert yuvarlak suyu tamamen suzulup tamamen katilasmis yogurt kullaniliyor. Once iri kemikli etler cok guzel haslaniyor, cemid kirilip, sicak suda 2-3 saat yumusayana dek bekletiliyor, sonra et suyu, normal su, biraz nisasta, yogurt ilavesi ile hafif koyu bir corba kivaminda pisiriliyor. Tepsinin dibine ince yufka ekmegi, uzerine et suyu ilavesi ile pisirilmis pilav, uzerine haslanmis, sonra da cemidli corbada da 10 dk. kadar kaynatilmis, iri etler, uzerine, az yagda kavrulmus bademler, uzerine de ince kiyilmis maydonoz ilave edilip, sofraya getirilir. Yaninda da meshur cemid corbasi... Tabaginiza aldiginiz pilav ve etin uzerine bu corbadan bolca gezdirilerek yenir, aslinda eski arap kulturunde elle yenilen bu yemegi biz kasikla yedik, ve de cok begendik, artik Urdune misafirim gelirse onlara ikram edecegimiz ilk yemegimiz hazir :) Bu da benim ilk mensef denememden goruntuler..