Tuesday, November 20, 2012

ne yiyoruz??????????????

"HAVYAR, PANTOLON, AYAKKABI, PEYNİR"


Geçen gün bir marketin balık reyonunda gördüm.
Bilenler bilir, havyar (siyah) kutusu tipiktir.
Baktım, Rusça ve kril harflerinin takliti ingilizce chaviar yazıyor kapakta.
Bir de mersin balığı resmi. Altında da, "original product of Russia"
yazmışlar.
Karadenizde mersin balıklarını bitirdik şükürler olsun.
Ruslar, Azeriler ve İranlılar uyanıklık yaptılar, Hazar Denizi'nde balığı yakalayıp ameliyatla yumurtasını alıp, balığı geri bıraktılar.
Biz Türk usulu çalıştık, balığı da, yumurtayı da yedik. (Hatta yumurtlama erginliğine gelmemiş balıkları da yedik).
Kavanozdan gördüğüm kadarıyla siyah inci taneleri parlıyor, tıpkı havyar.
Satıcıya sordum, "bu mersin balığı havyarı mı?", "evet abi"
dedi."Neden ucuz?" "Rusya'dan geliyor abi, Hazar havyarı".
Kavanozun altındaki etiketi de okumalı. Derin bilgiler var orada.
İçindekiler: okyanus balık bulyonu (uskumru); tuz, zeytinyağı; pektin E211, sodyum benzoat E202, Potasyum Sorbat, Doğal renk E153.
Muhteşem, değil mi?
Sen uskumruyu al, parçala, minik toplar yap, siyaha boya, koruyucu
kimyasallarla harmanla ve elaleme "doğala özdeş havyar" diye kakala.
Satan adamın haberi yok.

Baktım markette zencefilli gazoz da var, ithal etmiş büyüklerimiz,
sağolsunlar. İçinde zencefil var mı? Yok. Aroması da, rengi de yapay.
Ama kendisi doğala özdeş.

Bizim bir çiçekçi var, serada karanfil ve gül yetiştiriyor.
Satmadan önce üstlerine koku sıkıyor.
Doğala özdeş gül!
Zavallı bülbül!

Kayseri'nin en ünlü mantıcısına götürdüler, Kaşıkla diye bir yer.
'Yer' demek doğru değil, entegre tesis mübarek.
Bir kapıdan 80 kilo giren, diğer kapıdan 100 kilo çıkıyor.
"En iyi Kayseri mantısı burada"
Aldım iki kutu, eve getirdim koydum dondurucuya.
Bir ay sonra yemeğe kalktık, baktık mantı acılaşmış.
Niye ki? Et mi bozuldu?
Etin bozulması mümkün değil, çünkü et yerine soya kıyması kullanıyorlar, içinde et olan mantı neredeyse kalmadı.
Acılık içindeki azot gazından geliyor.
Raf ömrü uzasın diye paketlenme aşamasında azotu basmışlar mantıya.
Doğala özdeş!

Bir bilgi daha: O, mantının raf ömrü uzasın diye içine konan azot gazı zamanla gıda zehirlemesine yol açıyor.
Bunların hepsi doğayla özdeş gazlar. Onlara "gıda gazı" diyorlar.
Azot gazı da, oksijen de istenmeyen durumlarda inert atmosfer oluşturarak gıdaların kısa sürede bozulmasını önlüyor.
Mesela, taze etlere de oksijen gazı veriyorlar ki, hep taze, kıpkırmızı
görünsün raflarda.
Yasal bunlar, girin internete "gıda gazı" diye yazın, görün neler
yediğinizi.

Markete üzüm gelmiş. Kırmızı, iri, dipdiri şeyler.
Erik gibiler maşallah!
Nereden geliyor bunlar?Şili'den.
Şili mi?
Evet!
Kaç gündür buradalar?
3-5 gün oldu.
Düşünün, Şili'nin bir köyünde topluyorlar bunları.
Uzun yolculuklar sonunda bizim kasabaya kadar geliyor.
Bir süre bizim manavda bekliyor. Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de
3-5 gün daha, bana mısın demiyor.
Hala kütür kütür.
İyi ama, nasıl?
Şahane şeyler var, adına ilaç diyorlar. Üzümlere verilen bu ilaçlardan birinin etiketindeki faydaları sayalım mesela:
Dane büyüklüğünü arttırır,
Dane ağrılığını arttırır,
Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir, Tam olgunlaşmadan daneye parlak sarı yeşil rengini verir, Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar, Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir.
Raf ömrü uzar.
Nedir bu?
Sitokinin.
Büyüme hormonu.
Bakın şu şansa ki, sitokinin insanda da aynı işe yarıyor.
Sonra anneler şikayet ediyorlar "ee benim çocuk erken kıllanıyor!"
Bu dünya böyle hanım abla, sen üzümü alırken kıllanmazsan, çocuğun kıllanır.

Adana'da çiftçilerle çalışıyoruz.
Yaz güneşi altında soğutması olmayan tankerle süt topluyorlar mandıralara.
Şöföre soruyorum "bozulmuyor mu bu sıcakta süt?"
"Abi, tankere iki bardak hidrojen peroksit döküyorum, akşama kadar bir şey olmuyor."
Hidrojen peroksit dediği şey kadınların saçlarının rengini açmak için
kullandıkları bir kimyasal.
Çok kötü değil, sadece canlıları öldürüyor.
Süte koyunca bütün bakteriler ölüyor, geriye bozulacak bir şey de kalmıyor.
Doğala özdeş süt!

Bu anlattıklarımın hepsi yasal.
Temel problem şu ki: İnsan doğa ilişkisi değişti.
İnsan yeni bir doğa kurgusu yaptı, kendini doğanın dışına aldı, doğayı alınır-satılır mal yaptı, sentetikleştirdi ve tüketime sundu.
Hal böyle olunca, insan kendinin doğal bir varlık olduğunu unuttu.
(beşer işte, unutacak elbet)

İnternetten pantalon, ayakkabı, peynir, arkadaş ve sevgili edinmeyi marifet bildi.
Optik kabloların sunduğu hayatı da hayat bildi.
insan artık bu
Doğala özdeş!

Direnmek lazım.
Bakkalı, manavı, kasabı, süpermarkete karşı korumak lazım.
Semt pazarlarını kullanmak, pazarcı esnafıyla dostluk kurmak lazım.
Hijyen, reklam, ambalaj illizyonuna teslim olmamak lazım.
Bir de, son moda "doğal ürün - yöresel ürün pazarı" adıyla işin cılkını çıkartanlara karşı uyanık olmak lazım.

Ama en önemlisi, ara sıra doğaya çıkıp, derin derin nefes almak lazım.


Hareket etmezsen, zincirlerini farkedemezsin.
Tolstoy

Thursday, November 08, 2012

Cikolatali kabakli kek

 Evet yanlis duymadiniz icinde uc bardak bildigimiz yesil kabak rendesinin oldugu, cok leziiiz bir kek tarifi. Takipcisi oldugum ourbestbites sitesinden alip denedigim bu guzel tarifin turkcesini sizlerle paylasmak istiyorum. Tatli seven cocuklarimiza tatli yerken sebze de yedirme firsatini elde edecegimiz bu keki denemenizi tavsiye ederim.

Malzemeler:
2 cup un
2 tatli ks. tarcin
1/2 cay ks. tuz
1 1/2 tatli ks. kabartma sodasi
6 yemek kasigi kakao
1/2 cup siviyag
1/4 cup esmer seker
3 yumurta
2 tatli ks. vanilya
1/2 cup sour kream( yogurt yada limon sikip 10-15dk. beklettiginiz sut)
3 cup rendelenmis kabak
3/4 cup damla cikolata
istege bagli portakal kabugu rendesi

Uzerine icin : 2 kasik esmer seker,2 kasik beyaz seker, 1/2 kasik tarcin
Yapilisi: Seker haric butun kuru malzemeleri ayri kapta karistiralim guzelce. Baska kapta seker ve yumurtalari guzelce cirpalim. Vanilya ve sour cream yani limonlu sutu yada yogurdu ekleyelim, karistirdiktan sonra kabak rendesini ekleyelim. Unlu kuru karisimimizi ekleyelim. Bir kasik una buladigimiz damla cikolatalari ekleyelim, karistiralim. Iki uzun dikdortgen kalibi tereyagi ile yaglayip harcimizi paylastiralim. Uzeri icin de sekerli tarcinli karisimi hazirlayip uzerine serpistirelim, 175 derecede isitilmis firinda 50dk. kadar pisirelim.

Eger benim gibi uzerinin sekerli karisimini unuttuysaniz, resimdeki gibi pudravsekeri ve renkli sekerlemelerle susleyebilirsiniz, afiyet olsun.

Tuesday, November 06, 2012

Iki boyali tarif: Joleli muhallebi, renkli seker kurabiyeleri

 Hazir gida boyasina bulasmisken, gida boyasi gerektiren ve gene cocuklarla faaliyet niteliginde yaptigimiz iki tarifi paylasmak istiyorum. Boya yerine sizin bir alternatifiniz varsa kullanabilirsiniz ama ben en azindan jolesini kendim yaptigim icin, boya konusunda biraz gevsek davranip oglumun gonlu olsun diye birer damla koydum. Kirmizi haric. Kirmizi icin dogal visne recelimin suyu yeterli oldu, ama ne yazik ki diger renklerde dogal bir alternatifim yoktu.
 Benim gibi jole sevdalisi bir oglunu varsa mutlaka deneyin derim. tamamen nisasta ile yaptik jolelerimizi, turkiyeden getirdigim bugday nisastasini kullandim, bir bardak sivi icin bir yemek kasigi dolusu nisasta ve iki yemek kasigi dolusu tozseker. Aromalari size kalmis. Biz yesil olana limon suyunu sekerle cirpip ekleyip limon aromali yaptik. Sari renge de srilanka gezimizden aldigim dogal muz esansindan ekledim, siz portakal suyu ile de yapabilirsiniz, malum kis geliyor artik, portakal mevsimi aciliyor.

Mavi ile hicbir elimdeki meyvayi bagdastiramadigim icin sade yaptik, kirmizi da dedigim gibi visne receli ile yapildi. Kare kucuk kaseniz varsa pisen joleyi ona dokebilirsiniz, bende olmadigi icin kucuk duz ama yuvarlak kaplarima doktum, hemen katilasmalari icin buzluga koyduk, sonra sakizli muhallebimizi pisirdik. Dr. oetkerin sakizlisi cok guzel oluyor, o yoksa, 1 litre sut, 1 bardak seker, 1 br. un ve iki parca damla sakizi ile muhallebinizi hazirlayin, damla sakiziniz yoksa vanilya yada hindistan cevizi koyabilirsiniz, pisince altini kapatin, guzelce cirpin, ve kabuk tutmamasi icin ara ara cirpmaya devam edin. Muhallebimiz sogurken bizde jolelerimizi cikardik buzluktan.
Resimdeki gibi masaya ters cevirip bicakla istedigimiz buyuklukte kupler kestik. Borcamimiza once biraz soguyan muhallebiden doktuk, uzerine jolelerimizi serpistirdik, cocuklar bu islemi cok severek yaptilar :)

Sonrada kalan muhallebiyi uzerine dokup dolaba kaldirdik, ertesi gun cocuklar heyecanla beklediler ben borcami ters cevirene kadar. Bu tarifi de yabanci bir siteden aldim, bizimkinin goruntusu tabii ki onlarinki kadar prjinal olmadi ama benim cocuklarimi tatmin etti, joleleri evde yaptigimiz icin benim de icime sinen bir tarif oldu. Ama keserken joleler biraz muhallebinin kenarlarindan dustuler, belki tek kisilik kaselerde yapilirsa sunumu da yemesi de daha kolay olabilir. Afiyet olsun.
 Ucuncu tarifimiz ize aslinda cok bilinen bir kurabiye tarifi, hani sitelerde uzerleri renk renk hamurlarla yada kremalarla suslenmis seker kurabiyeleri varya, iste o kurabiyelerden. Bence cok leziz ve farkli sekillerde de mutlaka denemem lazim. Cocuklarla yapmak icin de cok uygun bir hamur, onlarda bir dahakine istedikleri kaliplarla kesip kendi kurabiyelerini pisirecekler.
 Simdi gelelim tarifmize:
200gr. tereyagi
1 su br. seker
1 yumurta
1 tatli ks. badem esansi yoksa vanilya esansi
kabartma tozu
3 kap un (cup=240 ml)
1/2 cak ks. tuz

Yag ve sekeri guzelce cirpalim, yumurta ve esansimizi ekleyip cirpalim tekrar. Ayri kapta un, tuz, kabartma tozunu guzelce karistiralim. Yavasca yagli karisimiza ekleyelim, yoguralim.

Bu islemden sonra  siz kendi tercihinizi yapabilirsiniz. Bizim ki soyle oldu:

Hamurumuzu dorde ayirdik, ilkini sade biraktik,digerine 1-2 damla kirmizi gida boyasi ekledik, onu kizim yogurdu guzelce. Oglumunkine de sari gida boyasi damlattik, o da kendi hamurunu guzel ce yogurdu. Bende 2 ks. kakaoyu bir kasik yagla karistirip ucuncu hamur parcasina ekleyip guzelce yogurdum. Sonra yagli kagit koydugum dikdortgen kek kalibiniza sira ile hamurlarimizi yerlestirip uzerlerine iyice bastirdik. Buzdolabinda kek kalibimiza bastirarak yerlestirdigimiz hamurumuzu yarim saat beklettik. Sonra kalibi ters cevirip hamurumuzu cikarttik. Sekilde gordugunuz gibi kesip tepsimize dizip hafifcecik kizarana dek pisirdik.

Gercek tarifte bir kisminin uzerine pismeden toz seker serpmis, o da hos bir goruntu vermisti ama biz o sekilde denemedik. Daha da ugrasmak isterseniz benmari usulu erittiginiz cikolatalara bir ucunu batirip daha leziz kurabiyecikler yapabilirsiniz. Afiyet olsun.
Isterseniz yagli kagit arasina hamurunuzu koyup merdane ile bir cm. den daha ince acip, dolpata o sekilde biraz bekletip, sonra yagli kagidi kaldirip istediginiz kaliplarla kesip pisirebilirsiniz, ben o sekilde denedigimde resimlerle paylasacagim insallah...

Friday, November 02, 2012

suzme yogurtlu toplar, dinozor yumurtalari :)

 Yukaridaki sofra mutevazi kahvalti soframizdan...
Sofranin ortasindaki zeytinyagi ile birlikte sunulan baharat karisiminin ismi Zater. Urdunde herkes tarafindan bilinen kahvalti sofralarinin vazgecilmezi, hamur islerindede kullandiklari kekikli, susamli vs. baharatli cok leziz bir karisim.
 Bu resimdeki ise benim suzme toplarim. Urdunde yogurda laban derler, suzme yogurda da labaneh derler. Bizdeki labne peyniri de muhtemelen bu isimden gelme, cunku suzme yogurtlari o kadar leziz ki bizdeki krem peynirler gibi kahvalti da tuketilir, uzerine has zeytinyagi ve zater gezdirip ekmek arasi yaparlar.

Ben de evde bulunan cok kati labanenin icine ev yapimi peynirimi (koymasaniz da olur, yada sevdiginiz bir peyaz peyniri ufalayabilirsiniz), ve sevdigim baharatlari (nane, kekik, pulbiber) , varsa ince dogranmis dereotumu ve ince kiyilmis cevizimi ekleyip karistirdim. Koyacagim kabimi ve elimi hafifce zeytinyagi ile yagladim, ve toplarimi yapmaya basladim, elimdeki yag gecipte elime yapismaya baslayinca tekrar elimi zeytinyagi ile yagladim ve butun toplari bu sekilde bitirdim. Uzerine de cok hafif zeytinyagi gezdirdim, kabimin kapagini kapatip dolaba kaldirdim, sabah erken yapacagimiz kahvaltimiz icin hem onceden hazir, hem de cok hos  ve leziz bir sunum oldu, tavsiye ederim.
 Dinozor yumurtlarini takip ettigim yabanciu bir sitede gorunce hemen cocuklarla bu etkinligi yapmaya karar verdik, Sizde cocuklarinzla farkli etkinlikler yapmayi seviyorsaniz deneyin derim, ama onemli not birer damla gida boyasi kullaniyoruz.
 Katki maddelerine her ne kadar cok karsi bir insan olsamda, nadiren bu tarz seyleri kullaniyorum, burada da cok az miktar zaten, hepsi de yumurtaya gecmiyor,sadece uzerinde gordugunuz izleri yapmak icin kullaniyoruz.
Yumurtalarimiz biz geceden hasladik, bir yumurtanin icine sigacagi en kucuk bardak yada kasemizi sectik, haslanmis yumurtamizi tezgahta yuvarlayip kabugunda catlaklar olusturduk, kasemize biraz su koyduk, sadece bir damla gida boyasi koyduk, karistirdik ve icine yumurtamizi koyduk, su az geldiyse yumurtanin uzerine gelecek kadar ilave ettik, dort yumurtamiza da farkli renklerle ayni islemi yapip buzdolabina koyduk, sabah okula gotmeden cocuklar heyecanla yumurtalarini soyup, desenleri inceledikten sonra afiyetle yediler. Gece yapip  sabaha kadar bekletmek yerine siz bir iki saat de tutabilirsiniz belki, muhtemelen bu kadar uzun beklemeye gerek yok, ben sitedeki tarifi aynen yaptigim icin, sabah okula hazir olmalari da isime geldigi icin bu kadar beklettim. afiyet olsun!